danışmak ne demek?
- Bir iş için bilgi veya yol sormak, görüş almak, istişare etmek, müracaat etmek, meşveret etmek
Doktor, bugün size ben asıl başka mesele danışmak için geldim.
H. E. Adıvar - Consult.
- Take one's advice.
- Advise with.
- Confer.
- Debate.
- Deliberate.
- Turn to.
- Refer.
- To consult.
- To confer.
- To consult with.
- To confer with.
- To ask sb's advice on a matter.
- Advise.
- Ask for advice.
- Hold consultation.
- Take counsel.
- Take information.
danışma
- Danışmak işi, müşavere, istişare, müzakere, meşveret
- Danışılan yer, müracaat, enformasyon
- Konsültasyon.
- Bir öğrenciye, gücü oranında en iyi uyumu gerçekleştirebilmesi için,danışmanın okul ve çevre kaynaklarından yararlanarak yaptığı bireysel ve kişisel yardım.
- Bir öğrencinin karşılaştığı güçlüklerin nedenlerini tanımlama yolunu seçerek ya da seçmeden ona yapılan iyileştirici yardımın kişisel yönü.
- Concultation.
- Advisory.
- Consultative.
- Consultation.
- Counsel.
danışma arası
- Bk. ara