compunctious ne demek?
- Vicdan azabı duyan
- Pişman
- Vicdan azabına neden olan
vicdan
- Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç
- Bk. törel bilinç
- Kalpteki iyilik hissi
- Bk. bulunç
- Remorse.
- Scruple.
- Conscience bulunç.
- Casuist.
- Qualm.
- Conscience.
compunction
- Reddetme
- Pişmanlık
- Vicdan azabı
- Nedamet
- Esef, yerinme
- Çekinme, tereddüt
compulsion
- Yükümlülük, dürtü
- Zorlama, baskı
- Cebir, icbar
- Mecburiyet
- İçten gelen itici his