clear evidence ne demek?
- Açık ve kesin delil
- Kesin kanıt
clear enough
- Yeterince açik
clear eyed
- Bulutlu/puslu olmayan gözleri olan; açık görüş, keskin görüş
- Zeki bakışlı, akıllı
evidence
- Kanıt
- Kanıtlamak, ispatlamak
- Delil, şehadet, ispat, tanıt
- Vuzuh, açıklık, aydınlık
- Şahit, tanık
- Belirtmek, açıklamak, göstermek
- Tasrih etmek, tavzih etmek
- İspat etmek