circumstantial evidence ne demek?

  1. İkinci derecede kanıt
  2. Dolaylı kanıt
  3. Emare

ikinci

  1. İki sayısının sıra sıfatı.
  2. Sırada önem bakımından birinciden sonra gelen
  3. Değer ve kalitece birinciden sonra gelen
  4. Yeni, bir başka.
  5. Birinciden sonra gelen kimse veya nesne
  6. (en)Secondary.
  7. (en)Second.
  8. (en)Deutero-.
  9. (en)Vice-.
  10. (en)Accumulative legacy.

circumstantial

  1. İkinci derecede önemi olan
  2. Tesadüfi
  3. Durumla ilgili
  4. Teferruata dair
  5. Ayrıntılı, mufassal
  6. Duruma bağlı, koşullara bağlı

circumstantiality

  1. Detaylarla doluluk
  2. Çevresel konuşma
  3. Koşullara bağlı olma özelliği

evidence

  1. Kanıt
  2. Kanıtlamak, ispatlamak
  3. Delil, şehadet, ispat, tanıt
  4. Vuzuh, açıklık, aydınlık
  5. Şahit, tanık
  6. Belirtmek, açıklamak, göstermek
  7. Tasrih etmek, tavzih etmek
  8. İspat etmek

Türetilmiş Kelimeler (bis)

circumstantialcircumstantialitycircumstantiallycircumstantiatecircumstantiationcircumstancecircumstancedcircumstancescircumstances durumlarcircumstances of ones lifeevidenceevidence aliundeevidence of ageevidence of opinionevidentevidda
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın