canlı canlı ne demek?

  1. Diri diri, henüz ölmemiş bir biçimde

    Ev bark sahipleri, sandalcıların olta ile tutup oracıkta eski bir leğen içinde canlı canlı sattıkları balıklara bakmadan geçemezlerdi.

    Z. O. Saba
  2. Heyecanla

    Komutan canlı canlı cevap veriyordu.

    F. R. Atay

canlı cenaze

  1. Çok zayıf, bir deri bir kemik kalmış kimse. Ayakta duracak hali olmayan, halsiz ve zayıf kimse.
  2. (en)One who is like a living corpse.
  3. (en)More dead than alive.

canlı cins

  1. Bkz. Cins.

canlı

  1. Canlı yayın.
  2. Canı olan, diri, yaşayan
  3. Güçlü, etkili, hareketli, hayat dolu
  4. Yaşayıp yer değiştirebilen yaratık, hayvan.
  5. Yayın.
  6. (en)Live.
  7. (en)Alive.
  8. (en)Living.
  9. (en)Animate.
  10. (en)Active.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

canlı cenazecanlı cinscanlı ağ verisicanlı ağırlıkcanlı ağırlık artışıcanlı aşıcanlı balık tutan teknecanlıcanlı biçimdecanlı bilimicanlı bir ispanyol dansıcanlı bir şekildecanla başlacanla başla çalışmakcanla başla girişmekcanlancanlandır
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın