can beat him hands down ne demek?
- Ondan daha yetenekli, onu kolaylıkla yenebilir
can
- Yakın dost, çok sevilen arkadaş.
- Yardımcı (could) -ebil-, yapmak imkanı olmak. (Can fiilinin gelecek zamanı yoktur, yerine will be able to kullanılır.)
- İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık.
- Bektaşilik ve Mevlevilikte tarikat kardeşi.
- Çok içten, sevimli, sevilen, şirin.
- İnsanın kendi varlığı, özü.
- Yaşama, hayat.
- Güç, dirilik.
- Kişi, birey.
- Gönül.
can acısı
- Vücudun herhangi bir yerinde duyulan şiddetli acı
- Acute pain.
beat
- Dayak atmak
- Çok yorgun, pestili çıkmış
- (kalp) atmak.
- Polis memurunun devriyesi.
- Dövmek
- Vuruş, darbe
- Darbeden ileri gelen ses
- Tempo
- Ses
- Polis devriyesi
him
- Huy, mizac, tabiat.
- Eril onu, ona.
- His veya Her Imperial Majesty.
- Onu, ona, o, kendi, kendine
Türetilmiş Kelimeler (bis)
cancan acısıcan afford tocan alacak noktacan alıcıcan alıcı bölümcan alıcı noktacan alıcı noktadancan alıcı noktaya dokunmakcan alıcılıkcaca 125ca 15 3ca 19 9ca açıklamasıbeatbeat a chargebeat a dead horsebeat a pathbeat a retreatbeat a tattoobeat about the bushbeat against the windbeat all hollowbeat at the doorbeabeablebeachbeach ballbeach buggy