call smb. in evidence ne demek?
- Tanık olarak göstermek, şahitliğe çağırmak
call
- Aramak
- Telefon etmek, telefonda konuşmak
- Bağırmak, seslenmek, çağırmak
- Isimlendirmek, hitap etmek
- Söylemek, farzetmek
- Ziyaret etmek, uyandırmak
- Çağrıda bulunmak, haber vermek (kongre, toplantı)
- Bağırma, çağırma, bağırış, haykırma
- Ötüş ötme (kuş)
- Boru (avcılıkta)
call a cab
- Taksi çağırmak
in
- Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk.
- Mağara.
- İnsan.
- Bkz. kovuk, mağara.
- Koyun pisliği
- (edat) içinde, -de, -da
- Lair.
- Cave.
- Hole.
- Burrow.