buyurmak ne demek?

  1. Bir şeyin yapılmasını veya yapılmamasını kesin olarak söylemek, emretmek

    Ahlak sadece kötülük etmekten çekinmek değildir, başkalarının edecekleri kötülükleri de önlemeye çalışmayı buyurur.

    N. Ataç
  2. Söylemek, demek, düşüncesini bildirmek

    Çok doğru buyuruyorsunuz.

    F. R. Atay
  3. Gelmek, gitmek, geçmek, girmek

    Salona buyurmaz mısınız?

    M. C. Kuntay
  4. Almak

    Buyurunuz kahvenizi!

    M. E. Yurdakul
  5. Etmek, eylemek

    Size karşı derin hürmeti vardı, lütuf buyurur sorarsanız yalnızlığını hissetmez.

    R. H. Karay
  6. (en)Charge.
  7. (en)Command.
  8. (en)Decree.
  9. (en)Enjoin.
  10. (en)Ordain.
  11. (en)Prescribe.
  12. (en)Rule.
  13. (en)To command.
  14. (en)To order.
  15. (en)To decree.
  16. (en)To enjoin.
  17. (en)To come.
  18. (en)To enter.
  19. (en)To have.
  20. (en)To eat.
  21. (en)To drink.
  22. (en)To say.
  23. (en)To utter.
  24. (en)To pass.
  25. (en)To take / to have sth eating / drinking.
  26. (en)Order.

buyurma

  1. Buyurmak işi.
  2. (en)Ordination, act or state of being ordained.

buyurmamak

  1. (en)(neg. form of buyurmak) order, command, come, decree, help oneself to, ordain, please, prescribe, will.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

buyurmabuyurmamakbuyurbuyur etmekbuyuran buyurucubuyurdubuyurgan
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın