bulaşık ne demek?

  1. Yiyecek veya içecekle kirletilmiş mutfak eşyası veya kap kacak

    Tava indirilir, tepsilere dökülür, tepsiler güneşe konur, yıkanacak bulaşıklar kuyu başına götürülür.

    M. Ş. Esendal
  2. İz, etki, kalıntı

    Daha balayının bulaşığı geçmedi.

    B. Felek
  3. Bulaşmış olan.
  4. Düzensiz, karışık

    Bu karmakarışık ve bulaşık âlemi kendi hâline bırakırdı.

    A. Ş. Hisar
  5. Yapışkan, sulu.
  6. Yabancı ve istenmiyen özdekleri, içinde ya da yüzeyinde bulunduran.
  7. (en)Contaminated.
  8. (en)Dishes.
  9. (en)Dirty dishes.
  10. (fr)Contaminé

bulaşık adam

  1. Yolsuz, uygunsuz işler yapan, sataşma alışkanlığı olan kimse.

bulaşık bezi

  1. Bulaşıkları yıkamak için kullanılan bez.
  2. (en)Wash cloth.
  3. (en)Dishcloth.
  4. (en)Dishrag.
  5. (en)Wash rag.
  6. (en)Dish cloth.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

bulaşık adambulaşık bezibulaşık bir ayak hastalığım var.bulaşık çözeltibulaşık denizbulaşık deterjanıbulaşık eldivenibulaşık gemibulaşık işbulaşık kabıbulaşıcıbulaşıcı agalaksibulaşıcı bir hastalığım var.bulaşıcı bodurluk sendomubulaşıcı burun akıntısı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın