buğulu ne demek?

  1. Üzerinde buğu bulunan, buğulanmış

    Güneş sanki buğulu bir tülbendin arkasına saklanmış, alev alev.

    A. İlhan
  2. Yaşlı, nemli.
  3. Süzgün, dalgın bakışlı olan (göz)

    Buğulu gözlerinde o eski yakamozlar parladı.

    H. E. Adıvar
  4. (en)Dewy.
  5. (en)Fogged.
  6. (en)Steamed up.
  7. (en)Covered with condensation.
  8. (en)Misty.
  9. (en)Vapo u rous.

buğulu bırakım

  1. Bırakıntıyı oluşturacak özdeğin, alçak basınçta, buğu durumundan bırakımı sağlaması olayı.

buğulu buğulu

  1. Nemli, dolu dolu, yaşlı.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

buğulu bırakımbuğulu buğulubuğulu kaplamabuğulu yağ gidermebuğul buğulbuğulamabuğulama yapmakbuğulamakbuğulamamakbuğubuğu aktarma bölümübuğu basıncıbuğu kebabıbuğu önleyicibuğçebuğdanbuğdanlıbuğdaybuğday açık rastığı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın