birleşme ne demek?

  1. Birleşmek işi
  2. İki firmanın, hukuki varlıklarını sona erdirerek, yeni yasal unvan altında bir araya gelmeleri sonucu, her türlü varlık ve yükümlülüklerin yeni oluşturulan firmaya devredilmesi ya da bu iki firmadan birinin diğerine katılması.
  3. Bir hücreli organizmaların ya da gametlerinin geçici olarak ya da devamlı olarak bir araya gelmesi. Konjugasyon.
  4. Atom, molekül ya da kimi özdeklerini görece güçsüz kimyasal bağlar ile geçici olarak daha karmaşık atom, molekül ya da özdekler oluşturması.
  5. Belirli işlevlerin arasında bağlantı kurulması.
  6. Bkz. kenetlenme
  7. (en)Conjunction.
  8. (en)Union.
  9. (en)Joining.
  10. (en)Coalition.
  11. (en)Cohesion.
  12. (en)Conjugation.
  13. (en)Accord.
  14. (en)Alliance.
  15. (en)Association.
  16. (en)Coalescence.
  17. (en)Concrescence.
  18. (en)Concretion.
  19. (en)Copulation.
  20. (en)Fusion.
  21. (en)Hookup.
  22. (en)Incorporation.
  23. (en)Integration.
  24. (en)Joinder.
  25. (en)Merger, amalgamation, absorbation, fusion.
  26. (en)Juncture.
  27. (en)Meeting.
  28. (en)Merger.
  29. (en)Reunion.
  30. (en)Unification.
  31. (en)Bond.
  32. (en)Combination.
  33. (en)Consolidation.
  34. (en)Mating.
  35. (en)Unity.
  36. (en)Junction.
  37. (en)Sexual intercourse.
  38. (en)Intercourse.
  39. (en)Coitus.
  40. (en)Adjunction.
  41. (en)Concert.
  42. (en)Join.
  43. (en)League.
  44. (en)Marriage.
  45. (en)Sodality.
  46. (en)Tie up.
  47. (fr)Conjugaison
  48. (la)Cum: beraber; jugare: boyunduruk takmak

birleşmek

  1. Ayrıyken tek bir bütün durumuna gelmek.
  2. Buluşmak, bir araya gelmek
  3. Uyuşmak, aynı görüşte olmak.
  4. Aynı amaç çevresinde toplanmak
  5. Kaynaşmak.
  6. Cinsel ilişkide bulunmak.
  7. (en)Inosculate.
  8. (en)Join.
  9. (en)Unite.
  10. (en)Confederate.

kenetlenme

  1. Kenetlenmek işi.
  2. Köpekte çiftleşme sırasında glans penisin aşırı genişlemesi sonucu ayrılmanın olmaması, çatallaşma, çatışma. Çiftleşmenin döllenmeyle sonuçlanması bakımından önemlidir.
  3. (en)Tie tie.

birleşme borusu

  1. Yapının çeşitli bölümlerine giden ya da gelen boruları birleştiren, büyük çaplı boru parçası.

birleşme çizgisi

  1. İki harita paftasının yan yana koyulması için her birinde intibak ettirilmesi gereken çizgi. (Havacılık)
  2. Meyve kenarı boyunca yarılmanın oluştuğu birleşme çizgisi.
  3. (en)Connecting line.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

birleşme borusubirleşme çizgisibirleşme değeribirleşme eğilimibirleşme konisibirleşme noktasıbirleşme özeliğibirleşme özelliğibirleşme simgesibirleşme tepkimesibirleşbirleşekbirleşenbirleşen hacimler yasasıbirleşik
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın