bir solukta ne demek?

  1. Çabucak

    Uzun bacaklarıyla koridoru bir solukta geçip koşa koşa merdivenleri indi.

    H. Taner
  2. Bir seferde, hemen.
  3. (en)Quickly.

çabucak

  1. Vakit geçirmeden, kısa bir sürede, acilen, alelacele, anında, bir anda, birden, bir hamlede, bir koşu, bir lahzada, bir solukta, çabucacık, çabuk, çabukça, çarçabuk, dakikasında, derakap, derhâl, hemen, hemencecik, hızla, hızlı, hızlı hızlı, ivedilikle, lahzada, müstacelen, palas pandıras, serian, süratle, şipşak, tez beri, tezce, tezelden, yellim yalellim
  2. Kısa sürede
  3. Kolaylıkla.
  4. (en)Slippy.
  5. (en)Quickly.
  6. (en)Apace.
  7. (en)At no time.
  8. (en)In no time.
  9. (en)In a snap.
  10. (en)With a rush.

bir sona doğru gelişmek

  1. (en)Work up to.

bir sonra

  1. (en)Next.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

bir sona doğru gelişmekbir sonrabir sonraki durak lütfenbir sonraki durak neredebir sonraki durakta ineceğim.birbir abam var atarım, nerede olsam yatarımbir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardırbir açıdabir açida ilerlebir adama kırk gün ne dersen o olurbir ağaçta gül de biter, diken debir ağaçtan okluk da çıkar, bokluk dabir ağız dolusubir ağızdanbibi eyyi halbi gayri hakkın mal edinmebi hadbi haseb il verasesoluksoluk açmasoluk aldırma cihazısoluk aldırmaksoluk aldırmamaksolusolu güçlü boksörsolu temizlesolubilitesolubilitysolsol açıksol açık oyuncususol anahtarısol atrium
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın