bir göz ne demek?

  1. Tek odadan oluşan

    Şu fakir mahallede bir göz evim olsaydı / Nasıl sevinç içinde çıkardım şu yokuşu.

    Z. O. Saba

tek

  1. Eşi olmayan, biricik, yegâne
  2. Birbirini tamamlayan veya aynı türden olan nesnelerden her biri
  3. Bir kadeh içki.
  4. Önüne getirildiği cümleye istek ve özlem kavramı katar.
  5. Yalnızca.
  6. Hiç, hiçbir
  7. İki ile bölünemeyen (sayı).
  8. Sessiz, hareketsiz, uslu.
  9. Biricik, eşi olmayan.
  10. Koşma, seğirtme.

bir göz ağlarken öbür göz gülmez

  1. Keder veya sıkıntı varken dostlar, akrabalar eğlenmemelidir.

bir göz gülmek

  1. Hem gülmek hem ağlamak.

göz

  1. Görme organı.
  2. Bazı deyimlerde, görme ve bakma.
  3. İyi veya kötü nitelikler, tutkular, duygular anlatan bakış.
  4. Bakış, görüş.
  5. Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak
  6. Delik, boşluk
  7. Çekmece.
  8. Terazi kefesi.
  9. Bk. ada.
  10. Kartlar üzerinde açılan ve içerisine mikrofilm parçası geçirilen delik.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

bir göz ağlarken öbür göz gülmezbir göz gülmekbir gözelibir gözeli canlibir gözelilerbir gömlek aşağıbir gömlek fazla eskitmiş olmakbir görmekbir gece düşünmekbir gece için olanbir gece kalmabir gecedebir geceliğine kadarbir abam var atarım, nerede olsam yatarımbir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardırbir açıdabir açida ilerlebir adama kırk gün ne dersen o olurbirbir ağaçta gül de biter, diken debir ağaçtan okluk da çıkar, bokluk dabir ağız dolusubir ağızdanbibi eyyi halbi gayri hakkın mal edinmebi hadbi haseb il verasegözgöz abdüksiyonugöz açamamakgöz açıp kapayıncaya kadargöz açtırmamakgöz açtırmayangöz ağrısıgöz ahbaplığıgöz akıgöz akı oluğugöbgöbbasangöbbengöbeçgöbede
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın