bir derece ne demek?

  1. Biraz.

bir dereceye kadar

  1. Bir noktaya kadar
  2. (en)In some degree, somewhat, some, to a degree, as far as.

bir deri bir kemik

  1. Çok zayıflamış, güçsüz, çelimsiz.
  2. (en)Emaciated, nothing but skin and bones, rawboned, scraggy, skinny, starveling.

derece

  1. Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe
  2. Denli, kadar
  3. Ölçü aletlerinin ölçeğinde belirtilmiş bulunan başlıca bölümlerden her biri.
  4. Sıcaklıkölçer.
  5. Bir çözeltinin yoğunluğunu ölçmede kullanılan birim.
  6. Bir çemberin üç yüz altmışta birine eşit olan açı birimi.
  7. Başarı gösterme.
  8. Sıcaklık ölçeği birimi, suyun donma noktasını 0, kaynama noktasına 100 sayarak düzenlenen bölmelerin her biri.
  9. Açı birimi; bir çemberin çevresi 360 eşit parçaya bölünürse bir parçayı özekten gören açı.
  10. Bir denklemdeki terimlerin en yüksek üstlüsünün üst sayısı.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

bir dereceye kadarbir deri bir kemikbir deri bir kemik kalmakbir deri bir kemik kimsebir deri bir kemik yapmakbir debir de üç olanbir dediği bir dediğini tutmuyorbir dediği iki olmamakbir dediğini iki etmemekbirbir abam var atarım, nerede olsam yatarımbir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardırbir açıdabir açida ilerlebir adama kırk gün ne dersen o olurbir ağaçta gül de biter, diken debir ağaçtan okluk da çıkar, bokluk dabir ağız dolusubir ağızdanbibi eyyi halbi gayri hakkın mal edinmebi hadbi haseb il verasederecederece almakderece derecederece derece artanderece derece değişenderece derece sıralamakderece derece sıralanmaderece gösterenderece i musavatderece i tafdilderecatderecatı kurbiyederecatı şemsiyederedere alabalığıdere alabaligidere bülbülüdere dam deresi
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın