biletçi ne demek?

  1. Aş yapmak için hazırlanan ve saklanan şeyler.
  2. Dövüldükten sonra savrularak temizlenen ve kurutulan buğday.
  3. Zahire.
  4. Bilet satan görevli

    Bilet kutusunu koltuğunun altına sıkıştırmış, elleri ceplerinde bir otobüs biletçisi geçti.

    N. Cumalı
  5. Gişelerinde bilet satan, yer ayıran kimse.
  6. (en)Ticket taker.
  7. (en)Conductor.
  8. (en)Bus conductor.
  9. (en)Ticket inspector.
  10. (en)Inspector.
  11. (en)Ticket seller.
  12. (en)Lottery ticket seller.
  13. (en)Booking clerk.
  14. (al)Kassier (-in)
  15. (fr)Caissier(-ière)

biletçilik

  1. Bilet satma işi.
  2. (en)Occupation of a ticket taker.

bilet

  1. Para ile alınan ve konser, sinema, tiyatro vb. eğlence yerlerine girme, ulaşım araçlarına binme veya bir talih oyununa katılma imkânını veren belge
  2. Temsillere giriş için önceden gişeden satın alınan ve kapıdaki denetçinin denetlediği kâğıt. Kayrabileti eleştirmecilere, dostlara, yazara, sahne yönetmenine, parasız ya da yalnız vergisi ödetilerek verilenbilet.
  3. Girimlik karşılığı alınarak belirli bir gösterimi belirli bir saatte belirli bir yerden izleme olanağı sağlayan, ayrıca ilgililerin izleyici sayısı ve gelir durumunu saptamalarına yarayan basılı belge.
  4. (en)Tiàket, admission ticket.
  5. (en)Ticket.
  6. (al)Eintrittskarte

Türetilmiş Kelimeler (bis)

biletçilikbiletbilet acentesibilet almabilet gişesibilet gişesi neredebilebile acidbile acidsbile bilebile bile lades
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın