beyaz cevher ne demek?
- White substance
white
- Ak renk
- Beyazlık, aklık
- Biyol
- Renksiz, sararmış, soluk, solgun
- Lepiska, san
- Gümüşten yapılmış boş,yazısız, saf, lekesiz: beyazlar giymiş
- Öfkeden bembeyaz kesilmiş
- Akkor
- Beyazlatmak, ağartmak
- Badana sürmek
beyaz ceviz
- White walnut
beyaz cam
- Televizyon ekranı.
- Television screen.
cevher
- Ebcet hesabında yalnız noktalı harfleri hesaplamaya dayanan tarih düşürme şekli.
- Tıynet, cibilliyet, soydan gelen, haslet, tabii istidat.
- Kılıç namlusuna yapılan menevişli süs.
- Bir şeyin özü, maya, gevher.
- Değerli süs taşı. Mücevher.
- İyi yetenek.
- Töz.
- Bk. töz
- İçindeki metal ya da yarımetallerin çeşitli yöntemlerle ayrılabileceği doğal bileşikler ve mineraller.
- Mücevher.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
beyaz cevizbeyaz cambeyaz cirobeyaz cisimbeyaz adambeyaz afrika gergedanıbeyaz ağaç kelebeğibeyaz alacalı böbrekbeyaz altınbeyazbeyaz altın lehimibeyaz arsenikbeyaz atbeyaz ateşbeyabeyabanbeyadbeyadıkabeyadircevhercevher eritme fırınıcevher fiilicevher ön hazırlama işlemicevher zenginleştirmecevhercilikcevherdarcevherecevhere benzercevhericevhcevhancevcevaceva doğrusuceva teoremicevab