bereket ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. Bolluk, gürlük, ongunluk, feyiz, feyezan.

    Çocuk gönlüm kaygılardan azade / Yüzlerde nur, ekinlerde bereket.

    O. V. Kanık
  2. İyi ki, neyse ki, iyi bir rastlantı sonucunda.

    Bereket, o sıralarda henüz bu sözü bilmiyordum.

    E. Bener
  3. Meymenet, saadet, mutluluk, Allah vergisi.
  4. Cenab-ı Hakk'ın lütfu, ihsanı.
  5. Artma, bollaşma, çoğalma.
  6. Bolluk, gürlük, ongunluk.
  7. Uğur, hayır, mübareklik.
  8. Yağmur, rahmet.
  9. Çok, bol mebzul.
  10. Nimet.
  11. (en)Abundance.
  12. (en)Blessing.
  13. (en)Richness.
  14. (en)Plentifulness.
  15. (en)Plenteousness.
  16. (en)Copiousness.
  17. (en)Cornucopia.
  18. (en)Fertility.
  19. (en)Fruitfulness.
  20. (en)Plenitude.
  21. (en)Plenty.
  22. (en)Profusion.
  23. (en)Prolificacy.
  24. (en)Prolificness.
  25. (en)Increase.
  26. (en)Divine gift.
  27. (en)Rain.
  28. (en)Fortunately.

bereket boynuzu

  1. (Süsleme) İçinden çiçek ve meyvelerin taştığı, barış ve bolluk simgesi olan boynuz örgesi.
  2. (en)Horn of plenty.
  3. (fr)Corne d'abondance

bereket denizi

  1. Ay'ın bize bakan yüzeyinde büyük bir düzlük.
  2. (en)Sea of Fertility.
  3. (fr)Mer de la Fécondité

Türetilmiş Kelimeler (bis)

bereket boynuzubereket denizibereket oyunubereket simgesi sayılan meyve vb. dolu boynuzbereket tanrıçasıbereket versinbereket versin kibereketlendirmebereketlendirmekbereketlendirmemekberekatberebere yapmakbereavebereave ofbereaved
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın