bellwether ne demek?
- Kösemen, çıngıraklı koç, önder, çete başı
- Kösemen, boynunda çan asılı olan koç
- Ne yaptığını bilmeyen bir topluluga önderlik eden kimse.
bell
- Yaş etmek. Islatmak.
- Çıngırak veya zil takmak
- Böğürmek, bağırmak (geyikb.)
- Çan şekline girmek
- Kösnüme devresinde geyiklerin çıkardlığı ses, böğürme
- Çan, kampana
- Çan şeklinde herhangi bir şey
- Zil, sıngırak
- Gemide saati belirtmek için çanın vuruş sayısı
- Böğürmek, bağırmak (geyik vb.)
bell and spigot joint
- Muflonlu bağlanti