balance on globe rolling ne demek?

  1. Top üzerinde denge

top

  1. (İngilizce) En üst bölüm, tepe, baş, üst
  2. Birçok spor oyununda kullanılan, türlü büyüklükte, genellikle kauçuktan yapılmış yuvarlak nesne
  3. Bazı aletlerde bulunan toparlağımsı parça.
  4. Kumaş, kâğıt gibi şeylerin belli miktardaki bağı, ferde.
  5. Kumaş, kâğıt vb. şeylerin düzenli bir yığın durumuna getirilmiş bağı.
  6. Yuvarlak biçimde olan, toparlak
  7. Tamamen, bütünüyle.
  8. Homoseksüel erkek.
  9. Gülle veya şarapnel atan büyük, ateşli silah
  10. Sepettopu oyununda, oyuncuların sayı yapmak için kullandıkları küre biçimindeki oyun aracı. Deri, sentetik bir nesne ya da lastik bir kılıf ile kaplı ve içi hava dolu bir lastik balon olup, çevresi en az 75 santim, ağırlığı ise en az 600, en çok 650 gramdır. 1.80 metre yükseklikten tahta bir alana bırakıldığı zaman en az 1.20, en çok 1.40 metre yüksekliğe zıplayacak biçimde basınçlı hava ile şişirilmiştir.

balance

  1. Balans
  2. Dengede tutmak
  3. Dengelemek
  4. Bakiye
  5. Denge
  6. İcra veya kayıt sırasında çalgıların ses şiddetlerinin birinin diğerine baskın gelmeyecek biçimde yakın olması.
  7. Steryo bir müzik sistemindeki her bir hoparlörden çıkan ses şiddetinin aynı değerde olması.
  8. Bir sesin tüm frekans aralıklarının, birisinin diğerine baskın gelmemesi için yakın değerlerlerde tutulması.
  9. Tartmak, muvazene sağlamak
  10. Eşit olmak, dengeli olmak

balance a tire

  1. Lastiğin balans ayarını yapmak.

on

  1. Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
  2. Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
  3. Dokuzdan bir artık.
  4. Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
  5. (en)-one.
  6. (en)Deca-.
  7. (en)In progress; proceeding; as, a game is on.
  8. (en)In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
  9. (en)With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
  10. (en)Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.

globe

  1. Küre biçimine getirmek, küreselleşmek
  2. Küre, top, yuvarlak
  3. Arz küresi, dünya
  4. Yetkisini belirtmek üzere hükümdarların taşıdığı altın top
  5. Dünya küresi modeli
  6. Küre haline koymak, küre şeklini almak

Türetilmiş Kelimeler (bis)

balancebalance a tirebalance an accountbalance armbalance at the bankbalance beambalance bookbalance brought forwardbalance chimique alm. waagebalance coilbalanbalabalaambalabanbalaban kuşubalabankuşuonon a charge of murderon a daily basison a full stomachon a givenon a given dayon a knife edgeon a large scaleon a lineon a major scaleoo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın