başta ne demek?

  1. En önde olan

    Arabacı mola verdiği zaman başta o büyük kızla büyük oğlan olmak üzere çocuklar aşağı atladı.

    O. C. Kaygılı
  2. Özellikle.
  3. (en)Ahead.
  4. (en)First.
  5. (en)Foremost.
  6. (en)In the first instance.
  7. (en)At the outset.
  8. (en)For starters.
  9. (en)First of all.
  10. (en)Most of all.
  11. (en)In front.

en

  1. Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik, boy, uzunluk karşıtı.
  2. Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret.
  3. Başına geldiği sıfatların üstün derecede olduğunu gösteren kelime
  4. Bir filmin iki kenar arasında kalan, filmlerin çeşitlerine göre değişen ve filmlerin boylarını belirleyen uzunluğu.
  5. Erime noktasının kısaltılmış şekli.
  6. Hlk. Hayvanların kulaklarına vurulan damga.
  7. Bk. genişlik
  8. (en)This must not be confused with -en corresponding in Old English to the AS.
  9. (en)Infinitive ending -an.
  10. (en)See Em.

başta gelen

  1. (en)First, overriding.

başta gelmek

  1. En ön sırada, üstün durumda bulunmak
  2. (en)Lead

Türetilmiş Kelimeler (bis)

başta gelenbaşta gelmekbaşta kabul edilmiş teorembaşta koşkubaşta olan kimsebaşta soluklamabaşta taşımakbaşta tutuşbaşta ünlü türemesibaşta ünsüz türemesibaşbaş ağır gerek, kulak sağırbaş ağrım var.baş ağrısıbaş ağrısı olmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın