başının gözünün sadakası ne demek?

  1. Başa gelecek bir belayı savmak veya önlemek için yapılan bağış, özveri

    Bir herif çıksa da şunu başımdan alsa... Başım gözüm sadakası üç beş parça eşya, beş, on kuruş da para veririm.

    R. N. Güntekin

başının altından çıkmak

  1. Birinin tasarlaması ve düzenlemesiyle meydana gelmek.

başının çaresine bakmak

  1. Canını kurtarmaya çalışmak, kurtuluş yolu aramak, kendi işini kendin halletmek.
  2. (en)Paddle one's own canoe.

sadaka

  1. Yoksullara yardım olarak karşılıksız verilen şey
  2. Dilenciye verilen para.
  3. En geniş manasıyla insanlara maddi ve manevi yardımda bulunmak ve iyilik etmektir.
  4. İbadet maksadıyla verilen para, mal ve sağlanan menfaattir, maddi ve manevi yardımdır, Allah rızası için yapılan bir kısım kamu hizmetleridir.
  5. Allah rızası için fakirlere verilen mal, para, ilim gibi insanın muhtaç olduğu her hangi bir şey. (Asr-ı Saadette fukara-i müslimin için toplanan zekata dahi bu nam verilirdi.) (Bak: Bela)(...Ehl-i keşiften rivayeten bu geçen Ramazanda Ehl-i Sünnet ve Cemaat için bir ferec, bir fütuhat olacağını haber verdikleri halde zuhur etmedi. Böyle ehl-i velayet ve keşif, neden hilaf-ı vaki haber veriyorlar? Benden sordular. Ben de birden sünuhat kabilinden olarak verdiğim cevabın muhtasarı şudur:Hadis-i Şerifte varid olmuştur ki: "Bazen bela nazil oluyor; gelirken karşısına sadaka çıkar, geri çevirir. " Şu hadisin sırrı gösteriyor ki: Mukadderat, bazı şeraitle vukua gelirken geri kalır. Demek ehl-i keşfin muttali olduğu mukadderat mutlak olmadığını, belki bazı şeraitle mukayyed bulunduğunu ve o şeraitin vuku bulmamasiyle o hadise de vukua gelmiyor. Fakat o hadise, ecel-i muallak gibi levh-i ezelinin bir nevi defteri hükmünde olan Levh-i Mahv-İsbat'ta mukadder olarak yazılmıştır. Gayet nadir olarak Levh-i Ezeli'ye kadar keşif çıkar. Ekseri oraya çıkamıyor. İşte bu sırra binaen, geçen Ramazan-ı Şerifte ve Kurban Bayramında ve daha başka vakitlerde istihraca binaen veya keşfiyat nev'inden verilen haberler, muallak oldukları şeraiti bulamadıkları için, vukua gelmemişler ve haber verenleri tekzib etmiyorlar. Çünkü: Mukadder imiş, fakat şartı gelmeden o da vukua gelmemiş. Evet Ramazan-ı Şerifte bid'aların ref'ine Ehl-i Sünnet ve Cemaatin ekseriyetle halis duası bir şart ve bir sebeb-i mühim idi. Maalesef camilere Ramazan-ı Şerifte bid'alar girdiğinden, duaların kabulüne sed çekip ferec gelmedi. Nasılki sabık hadisin sırriyle: Sadaka belayı ref' eder. Ekseriyetin halis duası dahi, ferec-i umumiyi cezbeder. Kuvve-i cazibe vücuda gelmediğinden, fütuhat da verilmedi. L.)
  6. (en)Alms.
  7. (en)Charity.
  8. (en)Handout.
  9. (en)Benefaction.
  10. (en)Benevolence.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

başının altından çıkmakbaşının çaresine bakmakbaşının derdine düşmekbaşının etini yemebaşının etini yemekbaşının tepesi traşlıbaşının tepesi traşlı rahipbaşını acemi berbere teslim eden cebinden pamuğu eksik etmezbaşını ağrıtmakbaşını alamamakbaşını alıp gitmekbaşını arkaya atmakbaşın arkasıbaşın art eğik kasıbaşın bükücü kasıbaşın içinbaşın kayu etmekgözünün bebeği gibi sevmekgözünün içine baka bakagözünün içine bakarak utandırmakgözünün önünde olmakgözünün önünden geçmekgözünün önünden gitmemekgözünün önüne gelmekgözünün önüne getirmekgözünün önüne götürmegözünün önünü görmemekgözünü açmagözünü açmakgözünü ağartmakgözünü alamamakgözünü ayırmamak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın