büyütmek ne demek?

  1. Büyük duruma getirmek, genişletmek.
  2. Yetiştirmek, bakmak

    Büyüt bu fidanı ey genç / Hazır yeşermişken.

    B. Necatigil
  3. Abartmak, mübalağa etmek

    Bir ara yine işi büyüttüğüne, hayale kapıldığına hükmetti.

    R. H. Karay
  4. (en)To bring up.
  5. (en)Bulk.
  6. (en)Heighten.
  7. (en)Increase.
  8. (en)Overplay.
  9. (en)Put it on.
  10. (en)Spread it thick.
  11. (en)Stretch.
  12. (en)Swell.
  13. (en)Magnify.
  14. (en)Rebore.
  15. (en)Make big.
  16. (en)Enlarge.
  17. (en)Amplify.
  18. (en)Exaggerate.
  19. (en)Grow.
  20. (en)Raise.
  21. (en)Bring up.
  22. (en)Nourish.
  23. (en)Dramatize.
  24. (en)Overstate.
  25. (en)Soup up.
  26. (en)Aggrandize.
  27. (en)Augment.
  28. (en)Dilate.
  29. (en)Enhance.
  30. (en)Expand.
  31. (en)Foster.
  32. (en)Glorify.
  33. (en)Greaten.
  34. (en)Make the most of.
  35. (en)Nurture.
  36. (en)Rear.
  37. (en)Breed.
  38. (en)Develop.
  39. (en)Overrate.
  40. (en)Zoom in.
  41. (en)Zoom.
  42. (en)To enlarge.
  43. (en)To make bigger.
  44. (en)To exaggerate.

büyütme

  1. Büyütmek işi.
  2. Birisi tarafından yetiştirilmiş kimse.
  3. Uzakta duran cisimlere dürbün vb. bir araçla bakıldığında cismi gören açının çıplak gözle bakıldığı zamanki açıya oranı.
  4. İncelenen örneğin büyüklüğü ile mikroskopta elde edilen görüntünün büyüklüğü arasındaki oran. Magnifikasyon.
  5. (en)Extension.
  6. (en)Hyperbole.
  7. (en)Foster child.
  8. (en)Upsizing.
  9. (en)Blow up.
  10. (en)Amplification.

büyütme faktörleri

  1. Besi sırasında canlı ağırlık artışı ve yemden yararlanmayı iyileştirmek için yemlere katılan maddeler.
  2. (en)Growth factors.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

büyütmebüyütme faktörleribüyütme gücübüyütme yemibüyütmemekbüyütbüyüteçbüyüteç düğmesibüyütkenbüyütken dokubüyübüyü bilayınbüyü bozmakbüyü dönemibüyü gibi
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın