büyüteç ne demek?

1. Cisimleri büyüterek gösteren alet, pertavsız

   Büyüteç, teleskoba girdi, bize küçüklüğümüzü; mikroskoba girdi, büyüklüğümüzü öğretti.

   H. Taner

2. Verdiği büyümüş sanal görüntü ile küçük cisimleri incelemeye yarayan yakın odaklı yakınsak mercek.
3. Verdiği büyümüş sanal görüntü ile küçük cisimleri incelemeye yarayan yakın odaklı yakınsak mercek.
4. Magnifying lens.
5. Magnifying glass pertavsız.
6. Magnifier.
7. Magnifying glass.
8. Burning glass.
9. Glass.
10. Handglass.
11. Enlarger.
12. Reading glass.
13. Lupe, Linse
14. Lentille de la loupe

büyüteç düğmesi

1. Bazı almaçlarda, görüntünün ayrıntılarını daha iyi izleyebilmek için resmin orta bölgesini büyülten düzeni çalıştıran düğme.
2. Magnifier knob.
3. Vergrösserungsglasknopf
4. Commande loupe, touche loupe

büyüt

1. [büyütmek] make big, enlarge, amplify, magnify, exaggerate, grow, raise, bring up, nourish, dramatize, overstate, soup up, aggrandize, augment, dilate, enhance, expand, foster, glorify, greaten, make the most of, nurture, rear, blow up.

Türetilmiş Kelimeler (bis)