aynı zamanda vaki olan ne demek?
- Contemporaneous
contemporaneous
- Çağdaş, eşzamanlı
- Çadaş, muasır
- Aynı zamanda vaki olan.
aynı
- Benzer
- Değişmeyen, aralarında ayrım olmayan
- Başkası değil, yine o.
- Ayırt edilemeyecek kadar benzeri, özdeşi, tıpkısı.
- Müşabih, mümasil, nazir.
- Bk. özdeş
- Identical.
- Alike.
- Identic.
- Same.
aynı acıyı hissetmek
- Sympathize.
zaman
- Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit
- Bu sürenin belirli bir parçası, vakit
- Belirlenmiş olan an.
- Çağ, mevsim.
- Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler.
- Dönem, devir
- Bir süre ile ilgili durum ve şartlar
- Güneş ve yıldızların öğlene göre açısal uzaklığına karşılık bir ölçü.
- Bk. çağ
- (Derleme.. fiillerde Zaman) Eylemlerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, geniş zaman, gelecek zaman kavramı: Geldi, gelmiş, geliyor, gelir, gelecek, geldiydi, geliyormuş, hastaydı vb.
vaki
- Olan, olmuş
- Bk. gerçek
- Bk. koruyucu
- Sth which has happened.
- Happening.
- True.
- Actual.
- Hapining.
- Occuring.
- Taking place.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
aynıaynı acıyı hissetmekaynı ağzı kullanmakaynı ahırdan ataynı amaçlı olanaynı andaaynı anda birkaç işlem yapabilmeaynı anda her yerde bulunmaaynı anda iki zıt şeye inanmaaynı anda olmaaynayn i mürekkebayn üs seviraynaayna artifaktızamanda ayrıkzamandanzamandan berizamandaşzamandaş gelişimzamandaş renk işlemizamandaşçılıkzamandaşlıkzamanzaman adamızaman akorduzaman alanzaman algısızamairzamzam gelmekzam görmekzam onunkizam paketi