aslı olmadığını ispatlamak ne demek?
- Falsify.
aslı
- Bir şeyin belli başlı kısmı, başlangıç, baş yer, sıhhat.
- Esasen, zaten, başlıca, en ziyade, hakikaten.
- Osmanlıca'da yazılışı: aslî.
- Hakiki, esaslı, halis, safi.
- Soy, sop, nesep.
- Asıl, tek, dip, kütük, temel, esas, kaide, kural, hakikat.
- Aslı ile Kerem sevda hikayesindeki kız.
- Kök, köken.
- Temelli, köklü.
- Asla aid ve müteallik.
aslı aded
- Bk. asıl sayı
ispatlamak
- Kanıtlamak.
- Tanıtlamak.
- Prove.
- Demonstrate.
- Evidence.
- Make smth.
- Stick.
- To prove.
- To demonstrate.
- To prove kanıtlamak.