as object in ne demek?

  1. Nesne olarak

nesne

  1. Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi, maddesi olan her türlü cansız varlık, şey, obje
  2. Geçişli fiili bütünleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç.
  3. Öznenin dışında kalan her konu, obje
  4. (Derleme., belirtilinesne, -i'li tümleç, -i'linesne) Geçişli eylemi tümleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç: Ali bir kitap almış; Öğrenci para bulmuş, sahibine vermiş; Öğretmen ders anlatıyor; Meseleyi çözmeden gitmeyin; Çocuklar annelerinin evde bulunmayışını fırsat bilirler; Ali evi sattı, bahçeyi bıraktı; Bazı insanlar okumayı sever, yazmayı sevmez; Kar bütün limanı sarmıştı vb.
  5. İnsanın dışında kalan, görülebilen, dokunulabilen, bir ağırlığı ve kütlesi olan her türlü özdeksel varlık.
  6. (Lat. objectum = karşıda bulunan, karşıya konan) : 1- (Genellikle) Karşımızda bulunan şey. 2- Öznenin bağlılaşık kavramı olarak, özne ediminin, bilincin kendisine yöneldiği şey: a. Kendisine yönelinen, düşünülen, tasarlanannesne, kendisine yönelen bir edim olmadan var olmayan şey; bilinçte, düşünmenesnesi (konu) olarak düşünme olayının karşısında bulunan şey; düşüncel (ideal)nesne. b. Özne ediminden, bilinçten, bağımsız olan gerçek (real)nesne; gerçeklik olarak, dışdünyanın bir parçası olarak bilincin karşısında duran şey.
  7. Şey, herhangi bir şey.
  8. (en)Objective.
  9. (en)Objective case.
  10. (en)Body.

as

  1. Kakım.
  2. İskambil kâğıtlarında birli.
  3. Bir işte başta gelen (kimse veya şey).
  4. Arsenik elementinin simgesi.
  5. (∆S) Entropi değişimi.
  6. (en)Ermine.
  7. (en)Stoat.
  8. (en)Very poisonous metallic element that has three allotropic forms; arsenic and arsenic compounds are used as herbicides and insecticides and various alloys; found in arsenopyrite and orpiment and realgar.
  9. (en)United States territory on the eastern part of the island of Samoa.
  10. (en)To the same degree ; 'they were equally beautiful'; 'birds were singing and the child sang as sweetly'; 'sang as sweetly as a nightingale'; 'he is every bit as mean as she is'.

as ... as ever

  1. Her zamanki gibi: as fast as ever her zamanki gibi hızlı.

object

  1. Razı olmamak, itirazı olmak
  2. Obje
  3. Nişan
  4. Itiraz etmek, karşı çıkmak
  5. Karşı gelmek
  6. Itiraz olarak ileri sürmek.
  7. Şey, madde, görülür veya dokunulur şey
  8. Nesne
  9. Hedef, amaç
  10. Uygun görmemek

in

  1. Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk.
  2. Mağara.
  3. İnsan.
  4. Bkz. kovuk, mağara.
  5. Koyun pisliği
  6. (edat) içinde, -de, -da
  7. (en)Lair.
  8. (en)Cave.
  9. (en)Hole.
  10. (en)Burrow.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

asas ... as everas ... so ...as a consequence ofas a countermeasure toas a cure foras a disabled veteranas a familyas a first impressionas a formalityaa 1a alfa lipoproteinemia b basımıa b c basımıobjectobject at issueobject attributeobject basedobject classobject clauseobject codeobject directoryobject distanceobject domainobjeobjobj extensionobj file
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın