asıl ne demek?

  1. Bir şeyin kendisi, örnek, kopya karşıtı.

    Belgenin aslı gerekiyor.

  2. Gerçeklik, esas, hakikat.

    Bu televizyon kanalı asılsız haber yapıyor.

  3. Kök, köken, kaynak.

    İşin aslı öyle değil.

  4. Soy, nesep

    İnsan dedi, aslını unutmamalıdır.

    S. F. Abasıyanık
  5. Gerçek, esas

    Genç kızın bıraktığı mektup asıl sebebi meydana çıkarmıştı.

    R. N. Güntekin

    Ama benim asıl niyetim eski sevgilisinin adını öğrenmek.

    A. Ümit
  6. Aranılan nitelikleri en çok kendinde toplamış olan.
  7. Bir görevde sürekli bulunan, yedek karşıtı.

    Asıl talihliler başvurmazsa, yedek listesine sıra gelecek.

  8. Gerçekten, gerçek olarak

    Bana umut vermeye çalışıyor ama asıl onun teskin edilmeye ihtiyacı var.

    A. Ümit
  9. Bir şeyin temelini oluşturan, ana.
  10. Yeniçeri ocağından olanların ulufelerini gösteren defterin özgün nüshası.
  11. Başlıca, esas, önemli olan.
  12. (Bak: Asl)
  13. (en)Pivotal.
  14. (en)Virtual.
  15. (en)Principally.
  16. (en)Origin.
  17. (en)Origination.
  18. (en)Extraction.
  19. (en)Foundation.
  20. (en)Gist.
  21. (en)Groundwork.
  22. (en)Provenance.
  23. (en)Root-stock.
  24. (en)Foun.
  25. (en)Essence.
  26. (en)Fountain.
  27. (en)Parentage.
  28. (en)Seed.
  29. (en)Base.
  30. (en)Reality.
  31. (en)Truth.
  32. (en)Source.
  33. (en)The original.
  34. (en)Genuine.
  35. (en)Essential.
  36. (en)Primary.
  37. (en)Actually.
  38. (en)Essence of a thing.
  39. (en)Fundamental.
  40. (en)Family stock.
  41. (en)Capital stock.
  42. (en)Institutional copy.
  43. (en)Derivation.
  44. (en)Descent.
  45. (en)Germ.
  46. (en)Original copy.
  47. (en)Premier.
  48. (en)Prime.
  49. (en)Stuff.
  50. (en)Asylum.
  51. (en)True.
  52. (en)Real.
  53. (en)Original.
  54. (en)Actual.
  55. (en)Main.
  56. (en)Elementary.
  57. (en)Principal.
  58. (en)Cardinal.
  59. (en)Master.
  60. (en)Authentic.
  61. (en)Central.
  62. (en)In chief.
  63. (en)Intrinsic.

asıl anlam

  1. Bir kelimenin karşıladığı ilk kavram, ana kavram: ayak kelimesininasıl anlamı «insan ve hayvanda yürüme organı»’dır. Bu kelimenin masa ayağı, sandalye ayağı örneklerinde olduğu gibi herhangi bir nesne’nin ayağı, bir ırmağın ayağı veya «halk şiirindeki kafiye» anlamlarını kazanması, anlam dallanması yoluyla sonradan oluşmuş yan anlamlardır. Bunun gibi yol kelimesininasıl anlamı «üzerinde yürünen veya üzerinden geçilen yer»’dir. «usul, metod» anlamı ise sonradan oluşmuştur. Aynı durum yürek «kalp» kelimesinde de vardır. Bunun «cesaret» anlamı sonradan ortaya çıkmıştır. bk. sözlük anlamı krş. yan anlam.
  2. (en)Main meaning.
  3. (fr)Sens propre

asıl azmaz, bal kokmaz

  1. Bir kimse veya nesne, ne denli biçim değiştirirse değiştirsin aslını yitirmez, soyluluğunu korur.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

asıl anlamasıl azmaz, bal kokmazasıl belirtiasıl borçluasıl bulgu belgesiasıl dilekliasıl dinleyici kopyasıasıl fiillerasıl filimasıl gerçekasıasıcıasıcı bağasıcı kasasıcıl
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın