anaç ne demek?
- Şefkatli, anne gibi davranan
- Yavru yetiştirecek duruma gelmiş olan hayvan.
- Kök üzerine kalemin aşılandığı bağ çubuğu.
- Kurnaz, deneyimli, bilgili, başına buyruk.
- Yemiş verecek durumdaki ağaç.
Bir yıllanmış ağaca anaç derler, babaç demezler.
B. Felek - Meyve verecek yaşta ağaç.
- İri, kart
Ön sıranın başına oturmuş, iki anaç kız, baş başa konuşuyorlar.
M. Ş. Esendal - Full-grown.
- Mature.
- Grown up.
- Experienced.
- Shrewd.
- Motherly.
- Huge.
- Fruitbearing.
- Matronly.
anaç balık
- Cinsel olgunluğa erişmiş, damızlık için seçilmiş dişi ve erkek balık.
- Mature fish.
anaç tavuk
- Hatcher.