alluvial plain ne demek?
- Birikinti ovası
birikinti
- Bir yerde kendi kendine birikmiş olan şey
- Öğelerinin boyutları ne olursa olsun, karalar üzerindeki eğimsiz yerlerde, çanak biçimli çukurlarda, sığ deniz ve göl diplerinde yığılan özdekler. bkz. tortu, tortulaşma.
- Sediment.
- Conglomeration.
- Accumulation.
- Heap.
- Talus.
- Collection.
- Deposit.
- Sédiment
alluvial coast
- Alüvyonlu sahil
alluvial cone
- Birikinti konisi
plain
- Düz
- Sade, şatafatsız, süssüz, basit
- Açık, vazıh
- Dobra dobra söylenmiş
- Alelade
- Baharatsız, sade (yiyecek)
- Sadece
- Ova, düzlük
- Düzlük, ova
Türetilmiş Kelimeler (bis)
alluvial coastalluvial conealluvial depositalluvial fanalluvial horizonalluvialalluvial ore depositalluvial soilalluviaalludeallude toalludedallureallurementplainplain as a pikestaffplain as dayplain black coffeeplain bonitoplain butterplain carbon steelplain chocolateplain clothesplain clothes manplaiceplaidplaplacabilityplacableplacardplacard to