alaturka müzik ne demek?

  1. Türk müziği.
  2. (en)Turkish music.

türk

  1. Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan, Türkçenin değişik lehçelerini konuşan soy ve bu soydan olan kimse
  2. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan halk ve bu halktan olan kimse
  3. Güç, kuvvet.
  4. Güzel, civan.
  5. Türk soyundan gelen halk.
  6. Adam, insan.
  7. Türkler, Asya'nın en büyük ve en meşhur milleti olup, Turan milletlerindendir. Türkler en evvel Sibirya ile Çin arasında olan Altın Dağı taraflarında yaşamışlar ve oradan defalarca güney ve batıya doğru yayılarak Çin'de ve Türkistan memleketlerinde fetihler yapmışlardır.Türkler eskiden beri iki şubeye ayrılmış olup; Türkistan'ın doğu tarafında bulunanlar; Uygur; batı tarafındakiler de: Türk ve Türkmen isimleriyle bilinirlerdi.Peygamberimizin (A.S.M.) hicretinden 350 sene sonra Tağ Han neslinden olduğu rivayet edilen Türkmen Hükümdarlarından Salur Han, İslam dinini kabul ederek Kara Han ismini almış ve kavminin de ekserisine İslam dinini kabul ettirmişti. O sıralarda Türk ve Türkmen kavimleri İslam hilafet merkezi olan Bağdat'a gidip gelmeğe başlamışlardı. Fıtri cesaret ve kahramanlıkları hasebiyle Abbasi Halifeleri, bunları askerlik hizmetlerine almışlardı. Bu sebeple Türkler, Azerbeycan ve Erzurum taraflarına dolmuşlardı. Türkler, zamanla kumandanlık ve ümeralığa geçmişler, hükümet işlerini de ellerini almışlardı. Bu cihetle bütün İslam memleketlerinde Türkler büyük bir nüfuz ve iktidara sahip olmuşlardı.Türkler, müslümanlığı kabul ettikten sonra lisanlarını Arap hattıyla yazmağa başlamışlardı. Şark Türkçesinde, yani Uygur lisanında hayli edebiyat vücuda gelmiş, bir takım şair ve edipler yetişmişti. İran'da kurulan Türk Devletleri Farisiyi resmi ve edebi lisan olarak kabul ettikleri halde; Anadolu'da kurulan Selçuklular devrinde resmi lisan Türkçe kabul edilmişti. Daha sonraları Osmanlı Devletinin kuruluşundan sonra bu lisan günden güne kesb-i Türki etmeğe başlamış, hatta Sultan Mehmed Han, Sultan Selim ve Süleyman devirlerinde mükemmel bir Osmanlı Edebiyatı meydana gelmiş ve birçok edip ve şairler yetişmişti.(Cay-ı dikkat bir hal: Türk milleti anasır-ı İslamiye içinde en kesretli olduğu halde, dünyanın her tarafında olan Türkler ise Müslümandır. Sair unsurlar gibi müslim ve gayr-ı müslim olarak iki kısma inkısam etmemiştir. Nerede Türk taifesi varsa, Müslümandır. Müslümanlıktan çıkan veya Müslüman olmıyan Türkler, Türklükten dahi çıkmışlardır (Macarlar gibi.) Halbuki küçük unsurlarda dahi, hem müslim ve hem de gayr-ı müslim var.Ey Türk Kardeş! Bilhassa sen dikkat et! Senin milliyetin İslamiyetle imtizaç etmiş, ondan kabil-i tefrik değil. Tefrik etsen, mahvsın! Bütün senin mazideki mefahirin İslamiyet defterine geçmiş. Bu mefahir; zemin yüzünde hiçbir kuvvetle silinmediği halde, sen şeytanların vesveseleriyle, desiseleriyle o mefahiri kalbinden silme!... R.N.)(İşte ey Ehl-i Kur'an olan şu vatanın evladları; Altıyüz sene değil, belki, Abbasiler zamanından beri bin senedir, Kur'an-ı Hakim'in bayraktarı olarak, bütün cihana karşı meydan okuyup, Kur'anı ilan etmişsiniz. Milliyetinizi, Kur'ana ve İslamiyet'e kal'a yaptınız. Bütün dünyayı susturdunuz, müdhiş tehacümatı def'ettiniz. Ta $ayetine güzel bir masadak oldunuz. Şimdi Avrupa'nın ve frenk-meşreb münafıkların desiselerine uyup, şu ayetin evvelindeki hitaba masadak olmaktan çekinmelisiniz ve korkmalısınız!..M.)(...Evvela Araplar, kavimden kavime bu hizmeti yapmışlar, daha sonra Emeviye'nin son zamanlarında olduğu gibi bu hizmeti, Arap'tan Acem'e doğru geçmiş; hadis-i şerifin de delalet ettiği üzere Fars milleti manen ve maddeten İslamiyete pek büyük hizmetler yapmış, sonra bunlar da aynı hale gelmiş; bu defa da Allah Türkleri göndermiş. Arapların, Farslıların, kıymetini bilemeyip zayi' ettikleri İslam devletini ele alarak İstanbul'a ve oradan dünyanın her tarafına yaymışlar. Demek ki onlar da bu nimetin kıymetini bilmez, küfr ü küfrana giderlerse mevkilerini, Allah'ın göndereceği diğer bir kavme terketmeğe mecbur olacaklardır. Ve kim bilir vasi ve alim olan Allah Teala, kıyamete kadar daha ne kavimler gönderecektir. Binaenaleyh, ey mü'minler! Dininizin kıymetini biliniz, hiç bir kavme inhisar kabul etmeyen bu vasi' feyz-i hakkı, bu fazl-ı İlahiyi, bu yüksek hürriyeti bırakıp da başkalarının muvalatı arkasına düşmeyiniz. E.T.)
  8. (en)Turk.
  9. (en)Turkey.
  10. (en)Turkish.

alaturka helataşı

  1. Bk. çömelme helataşı

alaturka saat

  1. Güneşin batışında 12'yi gösterecek biçimde ayarlanmış saat, ezani saat.
  2. (en)System of timekeeping according to which the clock is set at 12 : 00 at sun.

müzik

  1. Birtakım duygu ve düşünceleri belli kurallar çerçevesinde uyumlu seslerle anlatma sanatı, musiki.
  2. Bu biçimde düzenlenmiş seslerden oluşan eserlerin okunması veya çalınması.
  3. Bir filmde ya da televizyon yayınında kullanılan, özgün ya da derleme her çeşit müziği anlatır genel terim.
  4. (Bak: Musiki)
  5. Duygu, düşünce ve imgeleri, tek ya da çok sesli olarak türlü biçimlerde anlatma sanatı; bu biçimde düzenlenmiş eserlerin söylenmesi ya da çalınması.
  6. Öğrencilere kendi sesleriyle şarkı söylemek,müzik dilini doğru olarak okuyup yazmak, herhangi bir çalgı çalmak, değerlimüzik parçalarını dinlemekten zevk almak ve bu parçaları yorumlamak için gerekli bilgi, beceri ve beğeyi kazandırmak amacıyle okutulan ders.
  7. (en)Music.
  8. (en)Track.
  9. (al)Musik
  10. (fr)Musique

Türetilmiş Kelimeler (bis)

alaturka helataşıalaturka saatalaturka tuvaletalaturkaalaturkacıalaturkacılıkalaturkalaşmaalaturkalaşmakalaturkalaştırmaalaturkalaştırmakalatalatanalatarikil icmalalatarikil münavebealataşmüzikmüzik adamimüzik aleti gösterir misinizmüzik anahtarimüzik başyöneticisimüzik belleğimüzik bilimcimüzik bilimimüzik biterken armonik zincirlemeler bütünümüzik cdmüzimüzicmüziçmüziğe aitmüziğe eşlik etmek
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın