aktif hale getirmek ne demek?
- Activate.
aktif
- Etkin, canlı, hareketli, çalışkan
- Faal
- Etkili
- Çalışan, çalışmasını sürdüren
- Etken.
- Bir ticarethanenin, ortaklığın para ile değerlendirilebilen mal ve haklarının tümü.
- Bilânçonun alacaklı yanı.
- Gerçek veya tüzel bir kişinin sahip olduğu maddi değer taşıyan mal ya da gayri maddi haklar. krş. sabit varlıklar, cari varlıklar, reel varlıklar, mali varlık, vadeye göre varlıklar
- Çalışkan
- İşler durumda
aktif adsorpsiyon
- Activated adsorption
hale
- Hristiyanlıkta aziz sayılanların resimlerinde başları çevresinde çizilen daire.
- Ayın çevresinde görülen ışık halkası, ağıl, ayla
- Sağlam, dinç, zinde.
- Sürüklemek.
- Bk. ışık aylası
- Bk. ayla.
- Bk. ağıl
- Bk. ayla
- Renkli yuvarlak bir yapıyı (inklüzyon cisimciği veya glakomu) çevreleyen renkli veya şeffaf daire, ayla.
- Gözün muayenesi sırasında görülen ve makula lüteayı çevreleyen daire.
getirmek
- Gelmesini sağlamak
- Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak.
- Erişmek veya eriştiğini sanmak.
- İleri sürmek.
- Sebep olmak, ortaya çıkarmak.
- İletmek, bildirmek
- Sağlamak
- Bir makama atamak veya seçmek.
- Bring.
- Bring along.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
aktifaktif adsorpsiyonaktif akımaktif akimaktif alanaktif alışaktif ankesaktif antenaktif azotaktif bağışıklamaaktaktaaktaanaktabaktabı ehli beythalehale and heartyhale getirmekhale i zu zenebhale tesirihale uygunlukhale yola koymakhalebhalebehalebıhalhal aykırılığıhal böyle ikenhal çekerliğihal değişikliği