advance on consignment ne demek?
- Mal karşılığı avans
mal
- Bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü
- Büyükbaş hayvan
- Alınıp satılabilen her türlü ticaret eşyası, tüccar malı, emtia.
- Bayağı, aşağılık, kötü kimse
- Esrar.
- Orospu.
- İnsan gereksinimlerini doğrudan veya dolaylı olarak karşılama özelliğine sahip her türlü nesne.
- Yanlış, kötü ve hasta anlamında kullanılan ön ek
- Eskiden çok fazla hastalığı belirtmek için kullanılan kelime
- Fık: Bir kimsenin tasarrufunda bulunan kıymetli, lüzumlu şey. (Varlık, servet, para, ticaret eşyası gibi.)
advance
- Peşinat vermek
- İleri sürmek
- Öne sürmek
- Terakki, terfi
- İlerletmek, ilerlemek
- Artmak, yükselmek (fiyat)
- Avans vermek, ödünç vermek
- Teklif etmek
- İlerleme, ileri gitme
- Fiyat yükselmesi
advance amount
- Avans Miktarı
on
- Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
- Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
- Dokuzdan bir artık.
- Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
- -one.
- Deca-.
- In progress; proceeding; as, a game is on.
- In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
- With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
- Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.
consignment
- Sevk edilen mal
- Teslim, gönderi
- Gönderme, sevk
Türetilmiş Kelimeler (bis)
advanceadvance amountadvance billadvance bookingadvance booking charteradvance canvassadvance courieradvance factoryadvance feed tapeadvance freightadvanadvaadvaloremadvadv.onon a charge of murderon a daily basison a full stomachon a givenon a given dayon a knife edgeon a large scaleon a lineon a major scaleoo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak