ağarmak ne demek?

  1. Beyazlaşmak

    Sakalı ağardı, fakat gönlü kocamadı.

    N. Nâzım
  2. Aydınlanmak

    Selim çıkını aldı, güneşte ağaran patika yolunu tuttu.

    H. Balıkçısı
  3. Rengi solmak.

    Bu ağarmış paltoyu giymekten artık utanıyor.” Kadının gözleri kayboluyor, dudakları ağarıyordu.

    A. Rasim
  4. Ak olmak, ak hale gelmek, beyazlamak.
  5. Kırlaşmak, ak duruma gelmek

    Saç sakal ağardı gönlüm kapkara.

    S. Çelebi

    Yaşar, eliyle vaktinden evvel ağarmış saçlarını düzeltti.

    A. H. Tanpınar
  6. Şafak sökmek
  7. Yaşlanmak.
  8. Su ile yıkanıp temizlenmek, tertemiz olup beyazlaşmak

    Her penceresinden yıkanmakla bile ağarmaz eski çamaşırlar sarkıyor.

    R. E. Ünaydın
  9. (en)Bleach.
  10. (en)Grey.
  11. (en)To bleach.
  12. (en)To whiten.
  13. (en)To grey.
  14. (en)To turn white.
  15. (en)To dawn.
  16. (en)To break.
  17. (en)Dawn.
  18. (en)Silver.
  19. (en)Whiten.

beyazlaşmak

  1. Beyaz duruma gelmek.
  2. (en)To get white.

ağarma

  1. Ağarmak işi.
  2. Tan atma, şafak sökme.
  3. Rengini yitirme.
  4. Beyazlama.
  5. (en)Growing gray or white.
  6. (en)Dawning.
  7. (en)Daybreak bleaching.
  8. (en)Blanching.
  9. (en)Whitening.
  10. (en)Polishing.

ağarmamak

  1. (en)(neg. form of ağarmak) turn gray, go gray, whiten, become white; grey, make grey; gray, make gray; silver, make silvery in color; go grey.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

ağarmaağarmamakağarmışağarağaranağaran baş, ağlayan göz gizlenmezağaran saçağarantanağaağa aitağa arzıağa borç eder, uşak harçağa bölüğü
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın