ağız kalabalığına getirmek ne demek?

  1. 1) birini gereksiz sözlerle şaşırtmak; 2) ilgisiz sözler söyleyerek asıl konudan uzaklaştırmak.

ağız

  1. Çıkış yeri
  2. Uç, kenar
  3. Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine ya da sınıflara özgü olan konuşma dili
  4. Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü.
  5. Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk.
  6. Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü.
  7. Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı
  8. Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap.
  9. Koy, körfez, liman, yol vb. yerlerin açık yanı.
  10. Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak.

ağız açıklığı

  1. Ağız boşluğuna girilen açıklık.
  2. Ağız boşluğuna girilen açıklık.
  3. (en)Mouth opening.
  4. (al)Mundöffhung
  5. (fr)Orifice buccal
  6. (la)Os: ağız

getirmek

  1. Gelmesini sağlamak
  2. Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak.
  3. Erişmek veya eriştiğini sanmak.
  4. İleri sürmek.
  5. Sebep olmak, ortaya çıkarmak.
  6. İletmek, bildirmek
  7. Sağlamak
  8. Bir makama atamak veya seçmek.
  9. (en)Bring.
  10. (en)Bring along.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

ağızağız açıklığıağız açınığıağız açısıağız açısı atardamarıağız açmakağız açtırmamakağız ağızaağız ağıza vermekağız alanıağıağı ağacıağı bakısıağı balıkçılığıağı çiçeğikalabalığı dağıtmakkalabalığı durdurmak için kurulan barikatkalabalıkkalabalık ağızlıkalabalık etmek
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın