ağır hastalık ne demek?
- İyileşmesi güç olan hastalık
Niyazi zayıftı, çocukluğunda ağır hastalıklar geçirmişti.
O. Kemal - Severe illness.
- Fatal disease
- Serious disease
ağır hasta
- İyileşmesi güç olan hastalığa yakalanmış (kimse)
- Seriously ill.
ağır hasta olmak
- Be in a bad way.
hastalık
- Organizmada birtakım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla sağlığın bozulması durumu, rahatsızlık, çor, dert, sayrılık, illet, maraz, maraza, esenlik karşıtı
- Ruh sağlığının bozulması durumu.
- Bitkilerin yapılarında görülen bozukluk.
- Aşırı düşkünlük, tutku.
- Sayrılık
- Nedeni, vücutta oluşturduğu değişimleri ve iyileşme olanağı bilinen veya bilinmeyen, karakteristik belirtiler ve bulgular dizisiyle kendini gösteren vücudun herhangi bir bölümü, organ veya sisteminin normal yapısı ve işlevlerinin kesilmesi veya sapması, sayrılık, maraz, rahatsızlık, hlk. illet, kem, morbus, toga.
- Çeşitli dış faktörlerin etkisi sonucu vücudun bir bölümü veya tamamında normal fonksiyonun bozulması durumu.
- Illness.
- Disease.
- Sickness.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
ağır hastaağır hasta olmakağır hakaretağır hapisağır hapis cezasıağır hareketağır hareket edenağırağır açınıkağır adımlarla yürümekağır adi yürüyüşağır ağırağır ağır demeli, çabuk çabuk yemeliağır ağır gezinmekağır ağır gitmekağır ağır konuşmaağır ağır oturmakağıağı ağacıağı bakısıağı balıkçılığıağı çiçeğihastalıkhastalık belirtilerihastalık belirtileri bilimihastalık belirtilerini ele alan bilim dalıhastalık bulaştıranhastalık bulaştırmakhastalık derecesindehastalık devresihastalık etkenihastalık getirenhastalığa eğilimi olan kimsehastalığı modifiye eden antiromatizmal ilaçhastalığı teşhis etmekhastalığı vücudun başka bir bölümüne taşıyan ilaçhastalığın başka bir hastalıkla karışması