Bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü, tesir
Örnek:
Bu etki, genç kuşak konservatuvar mezunlarında yerini daha doğal bir Türkçeye bırakıyor. H. Taner
Bir etken veya bir sebebin sonucu.
Bir kimse üzerinde bırakılan izlenim
Örnek:
Sustu, istediği etkiyi tam olarak yapmak için olmalıydı bu. T. Buğra
Birtakım sonuçlar, tepkiler, olaylar ya da görüngüler ortaya çıkaran neden.
-> Nedenin bağlılaşık kavramı. 1- Nedensellik bağlantısı içinde: a. Bir nedenin sonucu olarak düşünülen olay. b. Bir nedenin doğurduğu gerçek olay. 2- Bir şeyin verdiği izlenim. (Ör.etki yapmak, iyi biretki yapmak.)
İnfluence.
Action.
Effect.
Mark.
Power.
Punch.
Ring.
Sound.
Stress.
Result.
İmportance.
Operation.
Efficacy.
Efficiency.
Effectiveness.
Forcefulness.
Reflection.
Reflexion.
Bearing.
Clout.
Drag.
Drift.
Force.
Hold.
İmpact.
İmpress.
İmpression.
İmprint.
İncidence.
İnterest.
Jolt.
Leaven.
Penetration.
Point.
Potency.
Pull.
Prestige.
Sequence.
Sway.
Sympathy.
Virtue.
Weight.
Effekt, Wirkung
Effet
Effectus
reklamlar
Bunları Kaçırmayın
BİS, bir sözün içinde geçtiği başka sözler bulmak için üretilmiş bir araçtır, özellikle birden çok sözden oluşan çeşitli terim ve deyimleri bulmaya yarar. (BİS Kelime Türetmece)
Belirli harflerini bildiğiniz kelimeleri bulabilirsiniz. (Bulmaca Yardımcısı)