ürküntü vermek ne demek?

  1. Ürkütmek.
  2. Ürkütmek: “Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor / Lakin vatandan ayrılışın ızdırabı zor” -Y. K. Beyatlı.
  3. (en)Effarer, effrayer, terrifier, terroriser.

ürküntü

  1. Ürkme duygusu, tevahhuş
  2. (en)Sudden fright; panic.

ürküntülü

  1. Ürküntü veren.

vermek

  1. Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
  2. Bırakmak veya bağışlamak
  3. Ondan bilmek, atfetmek
  4. Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
  5. Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
  6. Herhangi bir duruma yol açmak
  7. Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
  8. Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
  9. Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
  10. (en)Bring.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

ürküntüürküntülüürküntüsüzürkünürkünçürkünçlükürküürkülüürkümvermekvermek istememekvermeverme aralığıverme durumuverme hedefiverme kaynağıverver kaçver yiyeyim, ört uyuyayım gözle, canım çıkmasınveraveracious
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın