çelebi ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. Bektaşi ve Mevlevi pirlerinin en büyüklerine verilen unvan.
  2. Osmanlı Devleti'nin ilk devirlerinde şehzadelere verilen unvan.
  3. Şehir terbiyesi almış okuryazar kimse.
  4. Görgülü, terbiyeli, olgun kimse.

    Yeleği gümüş köstekli, fesi kalıpsız, orta yaşlı bir adamdı. Son derece Osmanlı ve çelebi.

    A. İlhan
  5. Hristiyan tüccar.

    Çelebi, tütün mü alacaksınız?

  6. Efendi, kibar kimse.
  7. Yüce kişi, efendi, rahip
  8. İstanbul ağzıyla konuşan tip. Genellikle kibar ve mirasyedidir. Züppe, çıtkırıldım ve asalaktır. Güzel konuşmayı, şiir okumayı, eğlenceyi ve gezmeyi sever. Kadınlara düşkün ve onlara olan davranışlarında: bencildir. Adının sonunda «zade» vardır: Razakızade, Kınnapzade gibi.
  9. (en)Educated person.
  10. (en)Gentleman.
  11. (en)Courteous.
  12. (en)Well-mannered.
  13. (en)Man of the world.

çelebi sultan

  1. Vilayet ve sancaklarda valilik yapan Osmanlı şehzadelerine verilen san.

çelebice

  1. Çelebiye yakışır, çelebi gibi.
  2. Çelebiye yakışır biçimde.
  3. (en)Zarf (çelebi'ce).

Türetilmiş Kelimeler (bis)

çelebi sultançelebiceçelebilikçeleçepeçelekçelastrusçelasyonçelatçelbeşikçeldiriciçeçe çe hastalığıçe çe sineğiçeberçebi
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın