çekememek ne demek?
- Çekme işini yapamamak.
- Katlanamamak.
- Kıskanmak
Belli bir şey ki, bu genç ikisinden de baskın, çekemiyorlar.
H. Taner - To be unable to stand.
- To be jealous of.
- To envy.
- Not to be able to stand by / sth.
- To be displeased with sb.
çekme
- Yüksekteki ince dalları çekip kesmeye yarar, ay biçiminde, uzun saplı, ağzı tırtıklı bıçak.
- Parmak veya mızrapla çalınan çalgı.
- İş yaparken giyilen bir tür şalvar.
- Çekilerek giyilen veya kullanılan.
- Düzgün, ölçülü.
- Çekmek işi
- Düzgün biçimli.
- Çekmece
- Kolun yada öteki vücut bölümlerinin bükücü kas gücü ile bir direnci kendine yaklaştırması.
- Bk. acı çekme
çekememe
- Çekememek işi veya durumu.
çekememezlik
- Çekemezlik
- Envy.
- Jealousy.
- Intolerance.
- Hobson's choice.