çabuk ne demek?

1. Çabucak

   Çabuk ve kolay bir konuşma tarzı vardı.

   R. N. Güntekin

2. Alışılandan veya gösterilenden daha kısa bir zamanda, tez, yavaş karşıtı

   Yazıma çabuk cevap geldi.

   A. Gündüz

3. "Acele et, oyalanma" anlamlarında bir seslenme sözü.
4. Uygarlaşmamış (kavim, topluluk)

   Barbar akınlarından beri bu yollarda gördüğüm en asil atlısın.

   Y. K. Beyatlı

5. Kaba saba, ilkel

   Bu vaziyeti haber alan köylüler türlü barbar aletlerle şehir ahalisini korumak üzere kasabaya yürümüşlerdi.

   S. F. Abasıyanık

6. Kaba ve kırıcı.
7. Quick.
8. Fast.
9. Swift.
10. Hasty.
11. Speedy.
12. Early.
13. Expeditious.
14. Hurry-up.
15. Light-footed.
16. Lissom.
17. Lissome.
18. Nimble.
19. Precipitous.
20. Presto.
21. Prompt.
22. Rapid.
23. Ready.
24. Sharp.
25. Snappy.
26. Quick-action.
27. Quickly.
28. Swiftly.
29. Soon.
30. Apace.
31. Pronto.
32. In good time.
33. In double time.
34. Crisp.
35. Immediate.
36. Smart.
37. Speedily.
38. Impetuous.
39. At a rate of knots.
40. Like the clappers.
41. Mercurial.
42. Pressing.
43. Promptly.
44. Like the wind.

çabucak

1. Vakit geçirmeden, kısa bir sürede, acilen, alelacele, anında, bir anda, birden, bir hamlede, bir koşu, bir lahzada, bir solukta, çabucacık, çabuk, çabukça, çarçabuk, dakikasında, derakap, derhâl, hemen, hemencecik, hızla, hızlı, hızlı hızlı, ivedilikle, lahzada, müstacelen, palas pandıras, serian, süratle, şipşak, tez beri, tezce, tezelden, yellim yalellim
2. Kısa sürede
3. Kolaylıkla.
4. Slippy.
5. Quickly.
6. Apace.
7. At no time.
8. In no time.
9. In a snap.
10. With a rush.

çabuk ağlayan

1. Sniveling, snivelling [Brit.].

çabuk alevlenir

1. Volatile

Türetilmiş Kelimeler (bis)